Bir filiz girişime (start up) yatırım yapıyorum diye, şirketin çeyreğini, yarısını hatta daha fazlasını alıp yönetime hakim olma merakından pek çok yatırımcı hala vazgeçmedi.
Girişimcilik ekosistemimizde yıllardır duyduğum bir tip yatırım teklifi, bana her seferinde 1983’te Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın başrolleriyle Devekuşu Kabare tarafından sahneye konan “Yasaklar” oyununun Taş Devri skecinde geçen bölüşüme dair bir repliği hatırlatıyor: “Onun yarısını bana ver”. Girişimcilik ekosistemimiz taş devri yıllarını geride bırakalı neyse ki çok zaman geçti. Ancak bu taş devrinden kalma yatırım teklifini bir türlü geride bırakamadık. Bir filiz girişime (start up) yatırım yapıyorum diye, şirketin çeyreğini, yarısını hatta daha fazlasını alıp yönetime hakim olma merakından pek çok yatırımcı hala vazgeçmedi. Oysa ki filiz girişimlerin rüyalarına giren yüksek hızlı büyümenin ve artan değerlemenin önündeki önemli engellerden biri, özellikle erken aşamalarda yapılan bu tip büyük oranlı yatırım teklifleri.
Şirketi Batıran Yaklaşım
Bu tip tekliflerin yapılması esasen bir filiz girişim nasıl büyür, değerlemesi nasıl artar meselesinin kuramına da pratiğine de pek hakim olmamaktan kaynaklanıyor. Dikkat edin, bir işletme nasıl büyür değil, bir filiz girişim nasıl büyür ve değerlenir diyorum. Zira iki soru birbirinden farklı. Bazı yatırımcılar, geleneksel ticaretten gelen alışkanlıkları ve zengin olmaktan gelen kendine güvenleriyle, doğru bildiklerinin esasen bu tür şirketler için doğru olmayabileceğinden şüphe duymadan bu teklifleri yapıveriyor. Girişimciyi kendi şirketinde en baştan azınlığa düşürmenin nasıl bir etki yapacağı, bunun da şirkete orta-uzun vadede nasıl etki edeceği öngörülmüyor. Geleneksel iş yapış şekillerinde, azınlık hissedarı olmak, kimi zaman etik dışı uygulamaların da etkisiyle, para kaybettiren bir pozisyon olduğundan, yatırımcılar azınlık hissedarı olmak değil işi kontrol etmek istiyor. Bunu yaparken de farkında olmadan şirketi baştan batırıyor veya büyümesine engel olmuş oluyorlar.
Zenginlerimizin hemen hiçbiri, parasını sadece tek bir ürünü, dünya çapında en iyi yaparak büyüttüğü şirketini satarak edinmiş değil. Dolayısıyla, bu tip iş planları muhtemelen bu kişilerin büyük çoğunluğuna inandırıcı gelmiyor. Girişimciler de yatırımcılar da tek seferlik yatırımla girişimin büyümesi için gereken bütün finansman ihtiyacının karşılanabileceğini sanıyor. Muhtemelen dünya ölçeğinde büyümenin ne ölçekte para gerektireceğini hesaba katmıyorlar. Geleneksel yatırım tekliflerini yapan yatırımcılar için büyüme kendiliğinden geliyor, girişimin dünya ölçeğine çıkması gerekmiyor. Yapılan iş, teknoloji veya know-how yoğun değil, sermaye bilgiden daha kıymetli. Dolayısıyla parayı koyan aslan payını alıyor. Garip bir durum yok.
Akıl Sermayeden Daha Değerli
Oysa ki bu tip işlerde yeniliği yaratan bilgi ve akıl, sermayeden daha değerli. Zaten yatırım da bu sebeple yapılıyor. Ayrıca, dünya ölçeğine çıkma hedefi de var. Bu da yatırım yapılmasının bir diğer nedeni. Ancak, bu yolculuğun olabilmesi çok para bulmayı ve kısa sürede büyük yatırım yapmayı gerektiriyor. Bu parayı koyamazsanız, şirketi de büyütememiş oluyorsunuz. Hele ki, günümüzün yüksek faizli dünya piyasalarında para giderek daha kıt bir hale gelirken bu ölçekte para bulabilecek yatırımcı sayısı eskisinden daha da az. Adım adım, daha büyük paralar gerekeceğini hesaba katmayan yatırımcı, hakim hissedarı olduğu girişimde bu parayı nasıl bulacak? Bir girişimcinin değil de bir sanayi grubunun çoğunluğa veya yüksek hisseye sahip olduğu bir girişime başka yatırımcılar ilgi göstermeyi keseceği için bu girişimin değerlemesi de muhtemelen artmayacak. Bu durumda, değerleme de artmazken hakim yatırımcı nasıl motive olup daha büyük paraları büyük bir inançla girişimine gömmeye devam edecek? Parası yetecek mi? Büyük olasılıkla hakim yatırımcı bir noktada para yatırmayı kesecek veya tek yatırımcı olarak birkaç turda girişimciyi iyice seyreltip girişimin sonunu getirecek.
İdeal Teklif
Yapılması gereken çoğunluk hissesi veya kısa sürede çoğunluğa vardıracak yüksek başlangıç oranları talep etmek yerine, şirketin yüzde 5-10 hissesine sahip olacak şekilde teklif getirmek. O parayı kullanarak hedeflerini gerçekleştirebilen girişimciye, başarılı oldukça adım adım ve başka yatırımcıları da yanına alarak yatırım yapmaya devam etmek büyüme ve değerleme artışının anahtarı. Hatta bunu yaparken, gelecek yatırım turlarında, o işi dünya ölçeğinde bir iş haline getirebilecek daha büyük paraları sağlayabilecek fonları çekecek başka yatırımcıları da yatırımcılar arasına katmak gerekiyor. Böylece, yatırılan paralarla sağlanan hızlı pazar büyümesine paralel olarak 1-1,5 yılda bir yapılacak yeni yatırım turlarıyla adım adım yatırımın değerini katlayarak artırmak, daha önceki adımlarda hisse alan yatırımcıların da hisse değerinin katlandığını yapılan işlemlerle görerek motive olması da kritik öneme sahip. Aksi takdirde, yatırımcı olarak girişimcilikten para kazanalım derken bir türlü girişimin değerinin arttığını göremez, filiz girişimin güdük bir fidan halinde kalmasına neden olabilirsiniz.
Yatırım Merdiveni
Tarif ettiğim matematiği ve oyun planını anlamak için bir filiz girişimin nasıl büyüdüğünü ve değerlemesinin nasıl arttığını iyi anlamak lazım. Filiz girişimler, genellikle bir teknolojik inovasyon sayesinde ihtiyaca göre farklılaşarak belirli bir pazar segmentinde tekele yakın hakimiyet sağlayıp dünya çapında o segment müşteriyle hızlı büyümeyi ve küresel bir ölçeğe gelmeyi hedefler. Dünya çapında yaygınlığı olan bir pazar segmentinde, o müşterinin ihtiyacını diğer herkesten çok daha iyi çözdüğünüzü iddia edebiliyor ve bunu gerçek verilerle ispat edebiliyorsanız, yarınki tekel pozisyonunuz fonlarlar ya da stratejik yatırımcılar gelip size önemli ölçekte para yatırıyor. Siz de o parayı akıllı ve hızlı bir biçimde kullanarak birkaç yılda koşar adım bir büyüme gösterebiliyorsunuz. Bu büyüme sırasında şirket değeriniz de katlana katlana artıyor. Bu parayı tek seferde yatırmak çok riskli, teknolojik inovasyona dayalı iş de bir miktar belirsiz olduğu için, yatırım farklı ölçekteki yatırımcılar tarafından adım adım bir yatırım merdiveniyle yapılıyor. Bu yolculukta yatırım yapan kişiler, girişimin tekel veya dünya çapında bir fenomen olmasını beklemeden, bu değerleme artışı sayesinde koydukları paralarını reel olarak katlayarak geri alıp para kazanıyorlar.
Siz bir sanayi şirketi veya varlıklı bir insan olarak gelip erken aşamalardaki bir girişimin yarısını alırsanız, merdiveni bozmuş oluyorsunuz. Yatırım yaptığınız girişimin değeri, yapılan işin büyüme potansiyeli olmadığından veya ekibin başarısızlığından değil, belki de yatırımcı olarak sizin yüzünüzden artmıyor. Değerini katlayıp, hissenizi satıp çarpan etkisiyle kısa sürede çok para kazanmak yerine, küçük veya orta ölçekli, (muhtemelen girişimci tarafından size terkedilmiş) yeni bir işiniz veya batmış bir yatırımınız oluyor.
No responses yet